ödev
1. Asya Hun ve Türkiye Selçuklu Dönemlerindeki Devlet ve Ordu Teşkilatlarının Benzerlikleri ve Farklılıkları
Benzerlikler:
Her iki dönemde de merkeziyetçi bir yönetim anlayışı vardı. Devletin başında büyük yetkilere sahip bir hükümdar bulunurdu.
Hükümdarların yetkileri kut anlayışına dayanırdı. Yani hükümdarın yönetme hakkının Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı.
Devlet yönetiminde kurultay (toy / meclis) önemliydi. Devletin ileri gelenleri, komutanlar ve beyler burada toplanarak önemli kararlar alırdı.
Ordu sistemi ikisi için de temel güç kaynağıydı. Türklerde ordu sadece savaş gücü değil, aynı zamanda devleti ayakta tutan bir unsurdu.
Ordu, disiplinli, düzenli ve hiyerarşik bir yapıya sahipti. Onluk sistem (10, 100, 1000, 10.000 kişilik birlikler) Asya Hunlarından itibaren görülür ve Selçuklular döneminde de sürmüştür.
Her iki dönemde de göçebe kültürün etkisi ordunun hareket kabiliyetini artırmıştır.
Farklılıklar:
Asya Hun Devleti daha çok göçebe yaşam tarzına dayalı bir teşkilata sahipti; buna karşılık Türkiye Selçukluları yerleşik düzene geçmiş ve toprak yönetimini sistemleştirmişti.
Selçuklularda ikta sistemi vardı. Komutanlara maaş yerine toprak verilerek, oradan vergi toplama hakkı tanınırdı. Bu sistem Asya Hunlarında yoktu.
Türkiye Selçukluları döneminde İslamiyet devlet anlayışına yön vermiştir; Asya Hunlarında ise Şamanist inançlar hâkimdi.
Selçuklular döneminde devlet teşkilatı daha gelişmişti; divanlar (Divan-ı Saltanat, Divan-ı Arz vb.) gibi kurumlar bulunmaktaydı.
2. Asya Hun Devleti Dönemindeki Siyasi ve Askerî Uygulamaların Neden Sonraki Türk Devletlerinde de Devam Ettirilmiş Olabileceği
Asya Hun Devleti, Türk tarihinde ilk teşkilatlı devlet olarak kabul edilir. Bu nedenle onların oluşturduğu sistem, sonraki Türk devletleri için örnek olmuştur.
Bu uygulamaların devam ettirilmesinin birkaç önemli nedeni vardır:
Başarılı bir model olmaları: Hunların geliştirdiği ordu düzeni (onluk sistem), savaşlarda büyük başarılar kazandırdığı için sonraki Türk devletleri de bu modeli benimsemiştir.
Kültürel süreklilik: Türkler tarih boyunca farklı bölgelere göç etseler de ortak kültürel temellerini korumuşlardır. Bu nedenle Hunlardan kalan devlet anlayışı, Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular ve Osmanlı’ya kadar taşınmıştır.
Devletin güçlü kalmasını sağlaması: Disiplinli ordu ve merkezi yönetim sayesinde devletin uzun süre ayakta kalması mümkün olmuştur. Sonraki Türk devletleri de bu dengeyi sürdürmek istemiştir.
Kut ve adalet anlayışının devamı: Hükümdarın Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanmak, hem yöneticiye meşruiyet kazandırmış hem de halkın devlete bağlılığını artırmıştır.
Coğrafi ve yaşam koşulları: Türklerin uzun süre bozkır kültürü içinde yaşamaları, benzer ihtiyaçlara ve dolayısıyla benzer yönetim biçimlerine yol açmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder